1 Kasım 2011 Salı

Ian Curtis gibi, deri ceketimin arkasına Hate yazmaya karar verdim.


Bugünlerde en çok nelerden nefret ediyorum diye bir liste yapmaya karar verdim. Genelde nefret edicek bir şeyler bulmak zor olmuyor zaten ama odak noktamız değişebiliyor tabi.Şöyle ki:

*bu yazıyı sabahın köründe yazmış olmamdan dolayı aklıma ilk şu geliyor: koskocaman yatağım olmasına rağmen gidip bir köşesine kıvrılıp yatmaktan..


*çok güzel bir müzik keşfedip hah bunu kendime saklarım deyip, onun başkaları tarafından çoktaaaaan keşfedildiğini keşfetmekten..

*Müziğin artık bırakın plağı, cd'yi, online listening modunda dinlenilmesinden..

*facebook'umda ve twitter'ımda sağ tarafta hep en gıcık olduğum insanların bana "bu kişiyle arkadaş olsana bak çok ortak arkadaşınız var hem fena olmaz mı" kisvesi altında tavsiye edilmesinden..

*en az herkes kadar facebook'a giriyor olsam da, her girdiğimde bir şeyler paylaşmadan duramadığımdan sürekli ordaymışım gibi bir izlenim oluşmasından ve sevgi dolu ve paylaşımcı bir insan olmama rağmen eleştirilip sen de amma çok face'de takılıyorsun denilmesinden..

*sabahları bir türlü açılmayan ve benim iş hayatıma düzenli olarak süikast girişiminde bulunan, buna rağmen baya bel bağladığım google calendar'dan...

*Resmen okuyacak gazete kalmamasından...

*Çeşitli tırı vırı sebeplerden dolayı eve alınan Posta gazetesi'nin attığı haber başlıklarından ve eğer haberin içinden cinselliğe dayanan bir nokta varsa bunu yakında 50 puntoyla, bold yapıp bir de altını çizip haykıracak olmalarından (eşini aldatan kadın sevgilisiyle buluşuyor ve sevişiyordu diye bir haber vardı---hadi ya!, bir de şu: http://petitinyeri.blogspot.com/2011/10/hurriyet-ve-postann-sharapova-haberleri.html)...
.

*Ülkemizin en büyük ihtiyacının cinsel devrim olması ve bu ihtiyacın her gün azalacağı yerde her gün daha da çok artmasından...

*Faşistliğin, milliyetçiliğin artmasından zerre kadar rahatsız değilim, çünkü artık yeter ulan ve ne olacaksa olsun diyorum.KAOS çıksın istiyorum. KAOS'un arkasından gelecek aydınlığa inancım var hala..Bu sürreal inancımdan da nefret ediyorum.

*Toplum olarak bizi ayırt eden en belirgin özelliğin kendi benliklerimizi başkalarınınkiler üzerinden ifade etmemizden... Relational self'imiz(ilişkisel diye mi çevireyim bilemedim) independent self'imizi hep bastırmasından. Enmeshed ilişkiler dediğimiz, vıcık vıcık bir şekilde içli dışlı olma durumlarından, herkesin bir diğer kişinin hayatıyla ilgili ayrıntıların oluşturduğu alana nüfuz etme hakkını kendinde görmesinden...



*Artık neredeyse bütün işlerimi bilgisayar karşısında yapmaktan, kağıt ve kitap kokusunu özlemekten...

*Benim bütün cilvelerime ve işvelerime rağman bana bir türlü istediğim gibi pas vermeyen, ama yine de kendisine olan aşkımının katlana katlana büyüdüğü kedibey Tosun Paşa'dan uzak kalmaktan...

*Geçmişimdeki yaşadıklarımın bana verdiği shortcutların hayrını görmekten çok zararını görmekten, yeni insanlara önyargılarla yaklaşmaktan...


*Hayatın resmen beni sınarcasına her gün karşıma mücadele etmem gereken yeni bir topik çıkarmasından...


*Herkesin ama herkesin şan ve şöhret faktöründen etkilenmesinden, bir şekilde bir mecrada ün kazanmış insanların her zaman daha çok konuşulanlar olmasından, ve çoğu zaman haketmiyor olmamalarına rağmen böylesine konuşuluyor olmalarının, konuşanların seviyeleriyle hiç bir alakasının olmamasından...


*İki fotoğraf çektim, iki kısa film çektim, iki cool göründüm, iki djlik yaptım diye ne oldum delisi olan tüm hipsterlerin ya da aslında tüm herkesin yaşadığı ego patlamasından...

NEFRET EDİYORUM!

(Ne huysuzum di mi..)





5 yorum:

Ahmet dedi ki...

*hugs*

Unknown dedi ki...

benden de sana hugs sadık takipçim:)

Unknown dedi ki...

Çok güzel :)

Unknown dedi ki...

Sevdim

Unknown dedi ki...

Sevdim!