2 Eylül 2011 Cuma

İşçisin sen ama işçi kalmadın!

Bayram tatilinde Ankaradaydım.Klasik.Erol Dayımın arabasıyla arşınladık bozkır Ankara'ya giden yolları. Yola çıkmadan önce çılgın bir Ahmet Kaya dinletisi yaparız diye düşünmüştüm önceki tecrübelerime dayanarak..Önce Kazım Koyuncu'yla başladık bu sefer..Önce yüreğime ufak bir sızıntı girdi..O güzel Karadenizli Kazım, o eşsiz yeteneği kaybettiğimizi hatırlayınca. Artık gidenlerin yeri dolmuyor zira..Sonrasında Cem Karaca cd'si koyduk..Dayım tamirci çırağını biliyor musun dedi.Ben elbette deyip işçisin sen işçi kal diye mırıldanmaya başladım..Bir kere daha dinle, sözlerine çok dikkat et, adam bir roman yazar gibi şarkı sözü yazıyormuş dedi..Dediğini yapıp şarkıya hiç yapmadığım kadar dikkatlice kulak verdim..Dayım haklıydı..Bense daha önce bunun kıymetini bilmediğim için şaşkındım..Cem Karaca çok büyük bir ozandı..Ve ne yazık ki artık giden ozanların yerine kimseyi koyamadığımız ve muhtemelen koyamayacağımız bir dönemdeyiz..

Youtube'da şarkının canlı versiyonunu ararken girdiğim bir sayfada bir kullanıcı şöyle yazmış..

"Bu ülkede bir zamanlar bilinçli bir gençlik, onurlu bir işçi sınıfı, direniş ruhlu yoksul halk tabakası vardı.Ne yazık ki şarkılar gibi geçmişte kaldı."

Evet.Aynen öyle.


Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlumun ekmeği umar ha umar umar
Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucun nasırları

Otomobili tamire geldi dun bizim tamirhaneye
Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
Ayağında uzun etek dalga dalga saçları
Ustam seslendı uzaktan oğlum al takımları

Bir romanda okumuştum buna benzer bir seyi
Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bır kıtaptı
Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
Yine böyle bir durumda tamirci cırağına

Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası puslu aynamda taradım saclarımı
Gelecekti bugün geri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gercek yapmaya

Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri
Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

Çekti gitti arabayla eksozuna boguldum
Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır dogruldum
Ustam geldı sırtıma vurdu unut dedı romanları
İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları


1 yorum:

çağlar dedi ki...

Kapitalist gelişim ne yazık ki doğrusal olmuyor yani süreç gelişir türkiyede kapitalizm oturur işçiye tulum giydirir şte o vakit din millet değil sınıf belirir.Ne yazık ki böyle değil ve ideolojiler alanı dahilinde sınıf her daim görnmez kılınır.Benim itirazım tam da bu.eğer bu yazının yansıttığı siyasal görüşleri,işçi sınıfı tulum giyer,savunuyorsan burjuva demokratik devrimini gerçekleştirsin diye bekler liberal tezlere çanak tutarsın.Bi zamanların gençliği diye devam eden cümleler olumlu olumsuz mitleştirmedir.Ayrıca bu dönem itibarıyla kültürel olarak "ozan" kokulu ürünler çıkması zor,taşra olumlu tüm anlamlarını taasup bi geleneğe tahvil etmiş ve yeksenaklaşmış.Ben şehrin kentlerin,müziği ve devrimi yansıtacağını sanıyorum.