28 Haziran 2010 Pazartesi

değişmeyen,değişemeyen fon müziği















Şu klişeyi bilirsiniz; herkesin hayatının bir fon müziği vardır. Bu müzik sabit değildir. Modunuza,duygularınıza,yaşadıklarınıza,yaşattırıldıklarınıza ve daha bir çok şeye göre değişir. Ama eminim ki fon müziği playlistinde bazı şarkılar her zaman daha çok önplana çıkar. Her playlistte olduğu gibi. Bu, o şarkılar diğerlerinden daha güzel olduğu için değildir. Bu hayat akışınızın sizi o şarkıyla bir şekilde daha çok karşılaştırdığındandır. Benim de böyle bir şarkım var. Çok istedim bu şarkıyla karşılaşmamayı. Sevmediğimden değil...

Ama hayat, ya da benim hayatım kendi ekseninde dönen bir dramayı dönüşmeyi iyi başardığı için fonundan Spiritualized'ın "Broken Heart" şarkısı hiç eksik olmadı. Yine,yeniden beraberiz işte...



Though i have a broken heart
I'm too busy to be heart broken
There's a lot of things that need to be done
But i have a broken heart
Though i have a broken dream
I'm too busy to be dreaming of you
There's a lot of things that i've got to do
But i have a broken dream
And i'm wasted all the time
I got to drink you right off of my mind
I've been told that this will heal given time
But i have a broken heart
And i'm crying all the time
I have to keep it covered up with a smile
And i'll keep on moving on for a while
But i have a broken heart...

25 Haziran 2010 Cuma

Beth vs Lady Gaga?


Neden Lady Gaga'yı değil de The Gossip'in Beth Ditto'sunu tercih ederim?

Beth bence kendisiyle gerçekten barışık.Kendime güveniyorum ve body-image klişelerini yıkmak istiyorum der gibi değil başka türlüsünü yapamayacağı için utanmadan çekinmeden aşırı kilolu vücudunu sergiliyor, bikiniler,jartiyerler giyiyor.

Lady Gagaysa soyunduçka soyunuyor. Genel olarak ahım şahım bir vücuda sahip olmamasına rağmen o da çekinmeden sergiliyor. Ama bunu Beth'inkinden farklı amaçlara hizmet için yaptığını biliyorum. Lady Gaga'nın derdi sınırsız yaşayan gençliğe ilham olmak. Hey ne kadar da cool yozlaşıyoruz demek. Güya, Madonna'dan yadigar anarşist, olabildiğine teşhirci,kiliseleri kızdıran kadın imajını diriltmek.Güya...

Beth çok ama çok güzel şarkı söylüyor. Beth kaliteli şarkıları olan bir grubun şarkılarını söylüyor.Beth sahnede enerji patlaması yapıyor. Beth içinden geldiği gibi takılıyor.

Lady Gagaysa sahnede şarkı söylemekten başka her şeyi yapıyor.İyi planlanmış bir reklam harikası sadece.Planlara uygun hareket ediyor. Tarzına dair her şey gibi sahnedeki her hareketi de planlı.


Gelgelelim, yeri ayrı olanlar sadece üzerimize kocaman bir ilham bombası atanlar oluyor. Bu yeri ayrı olanlarda bizden parçalarla oluşmuş bir yaşanmışlık hissi oluyor.Tıpkı Beth ve The Gossip'deki gibi.Beth senden, benden,bizden toplanmış kaybeden öyküleriyle kazanan öykülerini birleştiriyor.Bu öyküler de The Gossip'in konserlerinden ve albümlerinden buram buram ulaşıyor bize..

20 Haziran 2010 Pazar

You'll See It by washed out

You'll See It by washed out

işte işte işte! keşfedilmemiş hazinelerden bir demet. kimse bilmesin bunu.aramızda..

16 Haziran 2010 Çarşamba

True Blood Pam'den inciler..


"I don't know what it is that makes people think that I wanna hear their problems.Maybe I smile too much. Maybe I wear too much pink. But please remember;I can rib your throat out if I need to. And also know that I am not a hooker.That was a long long time ago."